Oyun

Oyun

24 Ağustos 2012 1 Yazar: 9 Eylül Satranç

OYUN – ŞEVKİ HACIOĞLU

Oyun, çocukluğumuzun en güzel etkinliklerinden biridir. İnsanoğlu oyun oynamaktan her zaman büyük bir keyif almıştır. Genel anlamda insanların

geçmişten bugüne yaptığı ve yarattığı herşey kültür olarak tanımlandığına göre, oyun da kültürün temel taşlarından biridir. Oyun sayesinde iletişim kurulur; paylaşım, fikir üretme, seçim yapma, karar verme, yenme, yenilme öğrenilir. Birçok oyun türü geliştiren insanoğlu, oyun oynamayı, kendini ifade etme ve sergileme biçimi olarak görmüştür.

Oyunlar genelde eğlence amaçlı, gösterişe dayalı, şansa bağlı, kazanma kaybetme üzerine kuruludur. Yarış ve mücadele üzerine kurulu oyunların içeriği ve kapsamı ne olursa olsun tek bir amacı vardır: Rakibe üstün gelmek. Bu bağlamda, “oynamak” ve “kazanmak”, oyunun iki temel öğesidir.

Her çağın saplantı yaratmış oyunları vardır. Tarihsel süreç içinde bakıldığında öncelikle fiziksel beceriye dayanan, at üstünde oynanan çevgan (polo), cirit, okçuluk, atletizm, güreş ve benzeri oyunlar, savaşın


fiziksel ihtiyaçlarından doğmuştur. Batıda olduğu gibi halkı fiziken ve ruhen güçlendirmek için   futbol, voleybol, eltopu, sutopu, basketbol, beyzbol, tenis, kriket, masa tenisi gibi top oyunları, kurallara bağlı bir spor disiplini niteliği kazanmıştır. Zeka becerisine dayalı, gelişmiş bir kurama sahip satranç, beyin sporu olarak zamanla bir disiplin içine girmiştir. Dünyanın belki de en ünlü strateji oyunu satrançtır. Satranç, tüm karmaşıklığına rağmen en zengin düzeyde strateji içerir. Savaşı zihinlerde canlandırıp savaş hakkında düşünmemizi sağlayan satranç, şema üzerinde plan yapan hükümdar veya komutanların taklididir. Satranç oyuncusu ise, oyun tahtasında bir orduyu yöneten kişidir. Teori, pratik, strateji, taktik yönü ağır basan bu oyunda şans, hazırlıklı ve donanımlı olandan yanadır.
Ancak, burada, strateji ile taktiği kısaca tanımlamak gerekir. Strateji, generallik sanatı anlamına gelen, Yunanca “strategos” sözcüğüne bağlanır. Sözlükler stratejiyi şöyle tanımlıyor:


“Bir amaca ulaşmak için izlenmesi gereken ana yol.”
“Büyük çaplı operasyonları planlama ve yönetme bilimi.”
“Düşmanla gerçek bir karşılaşmada kuvvetlerini ondan önce davranarak en avantajlı konuma yerleştirme bilimi.”

Bu tanımlara göre strateji, bir ordunun amaçları için kullanıldığında, “savaş sanatı”dır. Kısaca strateji; geleceği kontrol altına almak için düşünüp tasarlamak ve hazırlanan planı uygulamaktır.

                                                            Nerede olduğumuzun, nereye varmak istediğimizin ve oraya nasıl ulaşacağımızın hesabıdır. İyi bir strateji oluşturmak için, savaşın doğasını, özellikle onun siyasi ve psikolojik boyutlarını anlamak gerekir. Stratejide öncelikle hesaba katılacak güçler, hareket halinde olan oyunculardır. Bir stratejiye gereksinimimiz olduğuna inandığımız zaman, bir çeşit rekabet ortamına gireceğimizi anlarız. Rekabet kavramının kabulü ile, stratejinin en saf yorumu ortaya çıkar: Strateji, “kazanma sanatı”dır. Nasıl kazanılır sorusu, her süreçte tanımlanır. Bu, savaşarak değil, “güç” yerine “akılla” kazanmaktır.

Yaşamdaki olayların bize gösterdiği gibi,kazanmak ve kaybetmek görecelidir veya bir başka deyişle, kazanmak ve kaybetmek komşudur. Bu nedenle stratejinin temeli, ilerlemek ve ileride kalmaktır. Olayların akışını değiştirecek bilgiye sahip değilseniz, beklenmedik değişimlere hazır olmalısınız. Strateji, kendinizi rakiplerinizden farklı kılmakla ilgilidir. Stratejiyi ne kadar iyi anlarsak, başarı için doğru stratejiyi seçme şansımız o kadar yüksek olur. Öncelikle bilinmesi gereken, strateji öğrenmeyi sürdürmemiz gerektiğidir. Başarıya giden yol, doğru stratejiyi uygulamaktır.

Öte yandan, strateji ile içiçe olmakla birlikte, taktik, bir fikirdir. Taktik aradığımız zaman bir fikir arıyoruz demektir. Ama taktik tek başına yetersizdir. Süreci tamamlamak için, taktiği stratejiye dönüştürmek gerekir. Stratejinin amacı, taktiği daha etkin kılmak için, varolan araçları ve kaynakları seferber etmektir. Bir başka deyişle, taktik çiviyse strateji çekiçtir. Yaşamın kendisi gibi strateji de yolculuğa odaklıdır.( Sonuçlar – Yollar – Araçlar ). Hedeflenmiş sonuç, yeni yollar yaratır. Yollar, varolan araçlardan yararlanabileceklerini kullanır ya da yeni araçlar yaratır.

Önceki

Bu yazıyı paylaşın: